Piramitlerin Sırrı Çözüldü
Fizikçiler ve kimyagerler, bilim gündemine bomba gibi düşecek bir açıklama yapmaya hazırlanıyorlar. Yıllardır kesme taştan yapıldığı düşünülen Giza Piramitleri’nin aslında beton dökülerek inşa edilmiş olduğu iddia ediliyor. Ama işin asıl şok edici kısmı M.Ö. 2520 yılında inşa edilen bu yapıda beton blokların nasıl kullanıldığı ve o blokların nasıl döküldüğü.
Hayatını bu işi kanıtlamaya adayan bir fizikçinin söylemi iddiaların ne denli kuvvetli olduğunu gösteriyor: “Tora ve Maadi taş ocaklarından çıkarılan taşlarla, piramitten alınan parçaları karşılaştırdık ve bazı anormallikler bulduk. İlk olarak taş ocağından çıkarmış olduğumuz taşların yapısına göre piramitte kullanılan maddenin yapısı çok daha karmaşık. Diğer taraftan kullanılan madde kimyasal reaksiyonda kristalleşmiyor. Eğer kullanılan madde sadece taş olsaydı bu durumun hiçbir açıklaması olmazdı. Akla ve bilime uygun düşen tek açıklama piramitlerin beton yardımıyla inşa edilmiş olmasıdır.”
Taşın doğal yapısında sıva var mı?
Yapılan araştırmalar sonucu blokların etrafında bir sıva maddesine de rastlandı. Bazı bilim adamları bunun taşların doğal yapısından kaynaklandığını zamanla bütün taşların etrafından bir tabakanın ayrılabileceğini iddia ediyor. Böyle bir durum biraz imkânsız gibi… Çünkü yapılan incelemelerde bu tabakanın doğada hiçbir maddede bulunmayan bir değerde magnezyum ve silisyum içerdiği ortaya çıktı. Ayrıca gelişmiş mikroskobik araştırmalar da yapılmış. Bu araştırmalarda da ortaya çıkan sonuç bu blokların betondan yapıldığını kanıtlar nitelikte. Gilles Hug adlı bilim adamı ise “Tartışmaya gerek yok! Bu maddenin katkısız taş olmadığı açık ve seçik ortada” diyecek kadar kendinden emin.
Şok edici bir başka durum ise piramitlerdeki maddelerin, mikro bileşenlerinin belirli bir kristal yapıya sahip olmaması. Doğada bulunan her madde böyle bir yapıya sahipken piramitlerdeki bloklarda bu tarz bir şeyin olmaması son derece düşündürücü.
Bilim adamlarının fikir birliğine varamadıkları bir başka nokta ise beton blokların piramitlerin tepe noktasında mı yoksa temelinde mi kullanıldığı sorusu. Bu görüşlerin hiçbirine katılmayan bir bilim adamı var o da Joseph Davidovits. Ona göre piramitler baştan aşağı beton bloklardan inşa edilmiş. Gerçekten de Mısırlılar uzun zaman önce yığılmış taşların imalatına başlamışlardı. Sert, betonla karıştırılan kireç taşları… Davidovits’e göre bu blokların yüzde 95’i veya yüzde 97’si doğal kireç taşı, geri kalan kısmı ise bazı birleştirici maddelerden oluşuyor.
Maddelerin birbirinden farklılığını öğrenmek için bazı kimyasal incelemeler gerekiyor. Örneğin pH değerleri, bir gramında bulunan kil miktarı gibi değerler bir taşın suni mi yoksa katkısız doğal taş mı olduğunu gösteriyor. Kimyagerler ve yerbilimciler için de bu testler yol gösterici olmuş. Davidovits’e göre bu blokların içindeki birleştirici madde kireç. Kireç zaman içinde sertleşerek karbon atomlarını bağlıyor ve bu karışımın çok sert olmasını sağlıyor. Böylece oluşturulan blokların fiziksel olarak doğal taştan pek bir farkı kalmıyor. Ancak çok detaylı kimyasal tahliller sonucu doğal taştan ayırt edilebiliniyor. Bazı bilim adamlarına göre bu blokların taştan olduğu şüphe götürmezken bazılarına göre betondan veya betonla karışık taştan oluşturulmuş. Çünkü blokların içinde bulunan kireç tamamen suni.
Bu blokların betondan olduğunu varsayalım. Peki tonlarca bloğu nasıl taşıdılar, nasıl organize oldular? Aslında bir bakıma taştan değil de betondan yapılmış olması işleri kolaylaştırmış. Doğada bulunan taşları birbirine uydurmak, hepsini kusursuz bir biçimde dizmek, beton yapmaktan daha zor. Ayrıca bu koca taşları başka başka yerlerden bulup piramidin yapılacağı yere taşımaktansa yakınlarda bir yerde beton yapıp hemen orada kullanmak çok daha akıllıca. Beton blokların ve diğer malzemelerin taşınmasında ise Nil Nehri’nin büyük faydası olmuş. Nil’in taşma zamanlarında hemen hemen tüm malzemeyi istedikleri yöne taşıyabilmişler. Bunun dışında piramitlerin yapımında ise tahtadan rampalar kullanılmış.
Giza Piramitleri
Keops, Kefren ve Mikerinos adlı üç büyük piramitten oluşuyor. İçlerinden Keops Piramidi dünyanın yedi harikasından biri. Giza Piramitleri’nin M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldıkları düşünülüyor. Dünyanın en büyük piramitlerinden biri olmakla birlikte onları diğerlerinden ayıran farkların başında, içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme kavuşturulamamış olması geliyor.
Piramit efsaneleri
-Piramitlerin içerisinde radar ve sonar gibi cihazlar çalışmıyor.
- Kirletilmiş su birkaç gün piramidin içinde bırakıldığında kendi kendini arıtıyor.
- Bitkiler piramitlerin içerisinde daha hızlı büyüyorlar.
- Kesik, yanık, sıyrık ve yaralar piramitlerin içinde daha çabuk iyileşiyor.
- Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda iki kez güneş giriyor. Bunlar firavunun doğduğu ve tahta çıktığı günler.
- Piramidin içerisinde süt, birkaç gün süreyle taze kalıyor ve sonunda bozulmadan yoğurt haline geliyor.
Hayatını bu işi kanıtlamaya adayan bir fizikçinin söylemi iddiaların ne denli kuvvetli olduğunu gösteriyor: “Tora ve Maadi taş ocaklarından çıkarılan taşlarla, piramitten alınan parçaları karşılaştırdık ve bazı anormallikler bulduk. İlk olarak taş ocağından çıkarmış olduğumuz taşların yapısına göre piramitte kullanılan maddenin yapısı çok daha karmaşık. Diğer taraftan kullanılan madde kimyasal reaksiyonda kristalleşmiyor. Eğer kullanılan madde sadece taş olsaydı bu durumun hiçbir açıklaması olmazdı. Akla ve bilime uygun düşen tek açıklama piramitlerin beton yardımıyla inşa edilmiş olmasıdır.”
Taşın doğal yapısında sıva var mı?
Yapılan araştırmalar sonucu blokların etrafında bir sıva maddesine de rastlandı. Bazı bilim adamları bunun taşların doğal yapısından kaynaklandığını zamanla bütün taşların etrafından bir tabakanın ayrılabileceğini iddia ediyor. Böyle bir durum biraz imkânsız gibi… Çünkü yapılan incelemelerde bu tabakanın doğada hiçbir maddede bulunmayan bir değerde magnezyum ve silisyum içerdiği ortaya çıktı. Ayrıca gelişmiş mikroskobik araştırmalar da yapılmış. Bu araştırmalarda da ortaya çıkan sonuç bu blokların betondan yapıldığını kanıtlar nitelikte. Gilles Hug adlı bilim adamı ise “Tartışmaya gerek yok! Bu maddenin katkısız taş olmadığı açık ve seçik ortada” diyecek kadar kendinden emin.
Şok edici bir başka durum ise piramitlerdeki maddelerin, mikro bileşenlerinin belirli bir kristal yapıya sahip olmaması. Doğada bulunan her madde böyle bir yapıya sahipken piramitlerdeki bloklarda bu tarz bir şeyin olmaması son derece düşündürücü.
Bilim adamlarının fikir birliğine varamadıkları bir başka nokta ise beton blokların piramitlerin tepe noktasında mı yoksa temelinde mi kullanıldığı sorusu. Bu görüşlerin hiçbirine katılmayan bir bilim adamı var o da Joseph Davidovits. Ona göre piramitler baştan aşağı beton bloklardan inşa edilmiş. Gerçekten de Mısırlılar uzun zaman önce yığılmış taşların imalatına başlamışlardı. Sert, betonla karıştırılan kireç taşları… Davidovits’e göre bu blokların yüzde 95’i veya yüzde 97’si doğal kireç taşı, geri kalan kısmı ise bazı birleştirici maddelerden oluşuyor.
Maddelerin birbirinden farklılığını öğrenmek için bazı kimyasal incelemeler gerekiyor. Örneğin pH değerleri, bir gramında bulunan kil miktarı gibi değerler bir taşın suni mi yoksa katkısız doğal taş mı olduğunu gösteriyor. Kimyagerler ve yerbilimciler için de bu testler yol gösterici olmuş. Davidovits’e göre bu blokların içindeki birleştirici madde kireç. Kireç zaman içinde sertleşerek karbon atomlarını bağlıyor ve bu karışımın çok sert olmasını sağlıyor. Böylece oluşturulan blokların fiziksel olarak doğal taştan pek bir farkı kalmıyor. Ancak çok detaylı kimyasal tahliller sonucu doğal taştan ayırt edilebiliniyor. Bazı bilim adamlarına göre bu blokların taştan olduğu şüphe götürmezken bazılarına göre betondan veya betonla karışık taştan oluşturulmuş. Çünkü blokların içinde bulunan kireç tamamen suni.
Bu blokların betondan olduğunu varsayalım. Peki tonlarca bloğu nasıl taşıdılar, nasıl organize oldular? Aslında bir bakıma taştan değil de betondan yapılmış olması işleri kolaylaştırmış. Doğada bulunan taşları birbirine uydurmak, hepsini kusursuz bir biçimde dizmek, beton yapmaktan daha zor. Ayrıca bu koca taşları başka başka yerlerden bulup piramidin yapılacağı yere taşımaktansa yakınlarda bir yerde beton yapıp hemen orada kullanmak çok daha akıllıca. Beton blokların ve diğer malzemelerin taşınmasında ise Nil Nehri’nin büyük faydası olmuş. Nil’in taşma zamanlarında hemen hemen tüm malzemeyi istedikleri yöne taşıyabilmişler. Bunun dışında piramitlerin yapımında ise tahtadan rampalar kullanılmış.
Giza Piramitleri
Keops, Kefren ve Mikerinos adlı üç büyük piramitten oluşuyor. İçlerinden Keops Piramidi dünyanın yedi harikasından biri. Giza Piramitleri’nin M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldıkları düşünülüyor. Dünyanın en büyük piramitlerinden biri olmakla birlikte onları diğerlerinden ayıran farkların başında, içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme kavuşturulamamış olması geliyor.
Piramit efsaneleri
-Piramitlerin içerisinde radar ve sonar gibi cihazlar çalışmıyor.
- Kirletilmiş su birkaç gün piramidin içinde bırakıldığında kendi kendini arıtıyor.
- Bitkiler piramitlerin içerisinde daha hızlı büyüyorlar.
- Kesik, yanık, sıyrık ve yaralar piramitlerin içinde daha çabuk iyileşiyor.
- Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda iki kez güneş giriyor. Bunlar firavunun doğduğu ve tahta çıktığı günler.
- Piramidin içerisinde süt, birkaç gün süreyle taze kalıyor ve sonunda bozulmadan yoğurt haline geliyor.