Tecavüzle gelen reyting rekoru!
Hürriyet'in "Aile İçi Şiddete Son" kampanyası kapsamında, geçtiğimiz hafta düzenlenen konferansın teması "Aile İçi Şiddeti Önlemekte Medyanın Rolü" idi.
2 günlük konferansla ilgili olarak gazetelerde ve TV kanallarında yer alan çok sayıda haber ve söyleşilerden beni en hayrete düşüren, bizim yerli TV dizileriyle ilgili duyduklarım oldu.
Tabii bunun başlıca nedeni, bendenizin bugüne kadar neredeyse hiç TV dizisi seyretmemiş olması. Beni hayrete düşüren ise, her akşam saatlerce TV karşısına çakılan halkımızın neleri seyretmekten hoşlandığını öğrenmiş olmak.
Efendim meğer bizim televizyon dizilerinde tecavüz sahnelerinin olduğu bölümler, reyting rekorları kırıyormuş. Reytinglerde alt sıralarda yer alan bir dizinin bir hafta üst sıralara çıktığını görüp de "Bu hafta ne vardı?" diye araştıranlar, "Tecavüz vardı" yanıtıyla karşılaşıyorlarmış. Hal böyle olunca da TV kanalları, bir hafta sonra rakiplerden daha fazla reyting alabilmek için, senaryo yazarlarından tecavüz sahneleri yazmalarını istiyorlarmış. Bıçak Sırtı, Bir İstanbul Masalı, Zerda ve Üzgünüm Leyla gibi popüler dizilerin senaristi Gaye Boralıoğlu anlatıyordu...
Şiddetin reyting getirdiğini biliyordum, ama tecavüzün kokusunu alan halkımızın TV'nin önünde mıhlandığını daha önce fark etmemiştim.
Bu arada yine bu konferans vesilesiyle ayrımına vardım ki bizim yerli TV dizileri, hâlâ kadına öylesine geleneksel bir rol biçiyor ki, bu haliyle aile içi şiddeti azaltmaz, olsa olsa arttırır!
Dizilerin meğer ne ilginç kuralları varmış! Kadına tecavüz serbest, ama bakın neler yasak:
# Evli kadınlar, asla evlilik dışı ilişki kuramaz.
# Sokakta insanları öpüşürken göstermek yasak.
# Heteroseksüel olmayan hiçbir ilişki gösterilemez.
Mahkemeye gidilmez
# Bir kadın kahraman evlenmeden, erkekle yatağa giremez; ama kadın daha önce evlenmiş ve boşanmışsa olabilir.
# Kadın kahraman tecavüzcüsüne aşık olursa, erkeğin tecavüz eylemi ortadan kalkmış olur.
# Kız kardeşine tecavüz edilen adam mahkemeye başvurursa, izleyicinin kahramanı olmaktan çıkar. Hukuktaki boşlukları göstermeye kalkan dizi izlenmez!
# Tecavüz eden erkeğin cezası hukuk yoluyla değil, ama mafya babası tarafından öldürülmek suretiyle verilebilir.
# Bir İstanbul Masalı'nda olduğu gibi reytingler belli bir seviyeyi yakaladıktan sonra, istisnai olarak homoseksüel bir holding yöneticisi tipine müsamaha gösterilebilir.
Kadının rolü değişmez
80'li yıllarda yayınlanan ilk yerli TV dizilerinde aile ve mahalle bir bütünlük içindeydi. Şiddet yoktu, bireysel üzüntüler vardı. Şimdiyse ne aileler, ne de Türkiye dizilerde güllük gülistanlık gösteriliyor.
Daha önce yok sayılan pek çok konu artık tartışılabiliyor. Alt metinlerde derin devletin izine rastlanabiliyor.
Evet dizilerin konuları değişti. Her şeyi toz pembe gösteren dizilerden şiddetin başrolü çaldığı dizilere geldik. Aileyi çözülürken resmeden diziler de serbest; ancak kadının aile içindeki geleneksel rolünde yıllar içinde milim kımıldama yok.
mtamer@milliyet.com.tr
2 günlük konferansla ilgili olarak gazetelerde ve TV kanallarında yer alan çok sayıda haber ve söyleşilerden beni en hayrete düşüren, bizim yerli TV dizileriyle ilgili duyduklarım oldu.
Tabii bunun başlıca nedeni, bendenizin bugüne kadar neredeyse hiç TV dizisi seyretmemiş olması. Beni hayrete düşüren ise, her akşam saatlerce TV karşısına çakılan halkımızın neleri seyretmekten hoşlandığını öğrenmiş olmak.
Efendim meğer bizim televizyon dizilerinde tecavüz sahnelerinin olduğu bölümler, reyting rekorları kırıyormuş. Reytinglerde alt sıralarda yer alan bir dizinin bir hafta üst sıralara çıktığını görüp de "Bu hafta ne vardı?" diye araştıranlar, "Tecavüz vardı" yanıtıyla karşılaşıyorlarmış. Hal böyle olunca da TV kanalları, bir hafta sonra rakiplerden daha fazla reyting alabilmek için, senaryo yazarlarından tecavüz sahneleri yazmalarını istiyorlarmış. Bıçak Sırtı, Bir İstanbul Masalı, Zerda ve Üzgünüm Leyla gibi popüler dizilerin senaristi Gaye Boralıoğlu anlatıyordu...
Şiddetin reyting getirdiğini biliyordum, ama tecavüzün kokusunu alan halkımızın TV'nin önünde mıhlandığını daha önce fark etmemiştim.
Bu arada yine bu konferans vesilesiyle ayrımına vardım ki bizim yerli TV dizileri, hâlâ kadına öylesine geleneksel bir rol biçiyor ki, bu haliyle aile içi şiddeti azaltmaz, olsa olsa arttırır!
Dizilerin meğer ne ilginç kuralları varmış! Kadına tecavüz serbest, ama bakın neler yasak:
# Evli kadınlar, asla evlilik dışı ilişki kuramaz.
# Sokakta insanları öpüşürken göstermek yasak.
# Heteroseksüel olmayan hiçbir ilişki gösterilemez.
Mahkemeye gidilmez
# Bir kadın kahraman evlenmeden, erkekle yatağa giremez; ama kadın daha önce evlenmiş ve boşanmışsa olabilir.
# Kadın kahraman tecavüzcüsüne aşık olursa, erkeğin tecavüz eylemi ortadan kalkmış olur.
# Kız kardeşine tecavüz edilen adam mahkemeye başvurursa, izleyicinin kahramanı olmaktan çıkar. Hukuktaki boşlukları göstermeye kalkan dizi izlenmez!
# Tecavüz eden erkeğin cezası hukuk yoluyla değil, ama mafya babası tarafından öldürülmek suretiyle verilebilir.
# Bir İstanbul Masalı'nda olduğu gibi reytingler belli bir seviyeyi yakaladıktan sonra, istisnai olarak homoseksüel bir holding yöneticisi tipine müsamaha gösterilebilir.
Kadının rolü değişmez
80'li yıllarda yayınlanan ilk yerli TV dizilerinde aile ve mahalle bir bütünlük içindeydi. Şiddet yoktu, bireysel üzüntüler vardı. Şimdiyse ne aileler, ne de Türkiye dizilerde güllük gülistanlık gösteriliyor.
Daha önce yok sayılan pek çok konu artık tartışılabiliyor. Alt metinlerde derin devletin izine rastlanabiliyor.
Evet dizilerin konuları değişti. Her şeyi toz pembe gösteren dizilerden şiddetin başrolü çaldığı dizilere geldik. Aileyi çözülürken resmeden diziler de serbest; ancak kadının aile içindeki geleneksel rolünde yıllar içinde milim kımıldama yok.
mtamer@milliyet.com.tr
Yorumlar
Yorum Gönder